Ülkede fotograf çekmek yasak. Bu bilgiyi almadan önceki bir poz... |
Vize ise ayrı bir proses. Evli iseniz ve kocanızla seyahat etmiyorsanız noterden bir muvaffakatname alıp size vermesi gerekiyor. Tabi havanın bini bir para bu arada :) İşin acıklı tarafı ise evli ve kırk yaşını aşmışsanız işler daha kolay. Kısaca işi bitmiş kadın da denilebilir! Ama kırk yaş altı ve bekar bir kadın için vize daha zorlu olabilir. Asla ve asla kadın olarak çok girişli bir vize beklemeyin, hac zamanı vize almaya kalkmayın ve vizeniz için hep en az 15 günlük süre koyun. Çünkü kadınlar için onların Dış İşleri Bakanlığından yazı geliyor ve bu da çok uzun sürüyor, erkekler için bu yazı Ticaret Odalarından alındığından kısa. Kısaca ilk etaptan itibaren şu telkine yer vermenizde yarar var " Kadın olmayı her kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın seviyorum!". Çünkü bu bazen kötü hissettirebiliyor.
Uçaktan inerken abayanızı giymeniz lazım. Zaten THY hiç istemeye istemeye !!!! alkol servisini durduruyor Riyad'a uçarken. Ülkede alkolun adını dahi anmanız mümkün değil. Yemeğin yanında benim gibi kola ve meyva suyu içmekten hoşlanmayan bir tipseniz alkolsüz birayı denemenizi tavsiye edebilirim. Ya da bol soda. Dikkat edilecek diğer hususlar; Taksi yok, toplu taşıma yok, sadece otellerin ayarladıkları arabalar var. Normalde babanız, kocanız vs olmayan erkeklerle aynı arabada seyahat etmeniz kanuna aykırı. Ama yabancılara bu konuda daha esnek davranıyorlar anladığım. Ve eğer otelde kadınlı erkekli toplantı yapacaksanız ayarlanan toplantı odası için oradaki otele özel bir izin belgesi sunmanız gerekiyor. Eger orada yerel tanıdığınız ve bir şirket falan varsa onun sizin için yapması daha doğru olur. Haa bu arada atladım, ülkeye girerken özel karşılama şirketlerinden yardım almanızda fayda var. Ozelikle sadece kadın olarak giriş yapıyorsanız.
Sokaklarda kadın kadına dolaşamak doğal ama yerel çarşılarda falan üstünüze başınıza çok dikkatli olmanız gerekir. Zira ahlak polis denilen Mutavva'dan azar işitebilirsiniz. Söylenen o ki sadece bağırmakla yetiniyorlarmış. Ehhh! biz de azarı yemeden gelmedik tabi.. Yoksa alışveriş merkezleri nispeten rahat. Tüm tezgahtarlar (iç çamaşırı dükkanları hariç o da yakın zamana kadar erkekmiş.. . ne ikilem ama!) erkek. Çünkü kadınların tezgahtarlık yapması yasak. Esasında çok az işte çalışabiliyorlar, öğretmenlik ve ebelik falan haricinde kadını çalışırken görmek mümkün değil. Bu arada deneme kabinleri yok. Alışveriş merkezinin içerisinde tek ortak ve korumalı bir kabin var Tabii metrelerce kuyrukta beklemekten hoşlanıyorsanız:)
Lobilerde aile ve erkek bölümleri ayrı. Kahvaltı salonları da. Eğer sabahleyin iş arkadaşınızla kahvaltıda görüşmek istiyorsanız aile bölümüne oturmanız lazım. Oteller nispeteden serbest olduğundan yanınızdakinin illaki akrabanız olmasını aramıyor, oysa kural bu ve akrabanız olması isteniyor.
Kadın hiç bir yerde, açık otoparkta dahi sigara içemiyor. Bunu yaparsanız sizi halk da çok ayıplıyor. Eğer çok tiryakiyseniz otel odanızı sigara içilebilen seçin. Zira bu ülkede halen mümkün. Ve dönüşte, havaalanı çok kısıtlı. Zaten daha ziyade bol bol etrafta gördüğünüz ve çalışan kesimi oluşturan, Pakistanlı, Bangladeşlilerle uçuyorsunuz.. Anladığım asillerin kullandığı başka bir havalimanı var. Duty free'den alırım diye sakın düşünmeyin hurma ve şekerleme hariç alabileceğiniz hiç bir şey bulamayacağınızı söylemek isterim.
Yemek içmek derseniz gayet güzel lokantalar bulmak mümkün. Ozelikle son sefer Al Faisaliah Oteli'nin içerisinde La Cucina http://www.rosewoodhotels.com/en/alfaisaliahhotel/dining/la_cucina/
isimli İtalyan lokantasını sunum açısından çok beğendim. Yemekler de gayet özenli pişirilmişti.
Bu arada aynı otelin terasında Il Terazzo http://www.rosewoodhotels.com/en/alfaisaliahhotel/dining/il_terrazzo/ isimli bir Brezilya lokantası var. Hani sırasıyla şişte çeşitli versiyon etlerin servis edildiği lokantalardan. İşte burada da deve hatta daha acıklısı bebek deve eti yemeğini tattım. Açıkçası baharatlı ve döner gibi sıkı bir etti. Ben de nedense aroması nedeniyle sucuk tadı bıraktı. Belki etin marinasyonuyla ilgilidir.
Çok fazla olmasa da oraya gittiğimde harika hanımlarla tanıştım. Pakistanlı oldukça donanımlı genç bir hanımın yabancı bir kadın olarak yaşadığı zorlukları duymak dönüşte benim açıkçası şöyle düşünmemi sağladı " Halen aşılacak çok ayrımcılık ve çok baskı var benim ülkemde... Ama Türkiye'de çabalayan bir kadın için zor da olsa kendi hayatınının dizginlerini elinde tutma imkanı var. Hatta eğer biraz da büyük şehirde ve sizi okutmaya gönüllü bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmişsseniz ne ala ".Hatta daha da ileriye giderek arkadaşlarıma şöyle bile dedim doğruyu söylemek gerekirse "Biz bu ülkede Sultanlar gibiyiz". Bu hak ve özgürlükler demetini kullanmak imkanına sahipken, herhangi bir baskı altında olmadan, kendi iradesiyle bunları kullanmayı reddeden kadınlarımıza şunu söylemek istedim bu seyahatlerden sonra "Başörtünün rengini kendin seçebildiğine hiç şükretmek aklına geldi mi?" ve bunun için teşekkür edilecek tek ama tek bir insan var o da Atatürk.. Ve kadın haklarımız için savaş vermiş nice aydın kadınlarımıza minnettar olmamak elde değil. Biz acaba kızlarımızın geleceği için ne kadar savaşabiliyoruz? İşte bundan çok emin değilim.
UMALİ/ OMALİ:
Umali ya da Omali orada yediğim ve herkesin bayıldığı bir tatlı çeşidi. Aslen Mısır orijinli bu tatlı bizzim güllaç misali Ramazan'ın en favori tatlısı. Yapımıda çok basit. Bana Lübnanlı bir arkadaşım bunun Ali'nin annesi demek olduğunu söyledi.. Valla onun yalancısıyım:)
- 1 adet hazır pandispanya ( ya da isterseniz kruasanla da oluyor)
- 1/2 cup kuru üzüm (bu Amerikaların yemekler için kullandıkları ölçü birimi. Her yerde bu ölçüler satılıyor artık... Ben de bu nedenle bu ölçüyü kullanmaktan çekinmedim açıkçası. Umarım ayıp etmedim. Daha detaylı bilgi isteyeneler http://allrecipes.com/howto/cup-to-gram-conversions/)
- 1/2 kıyılmış Antep fıstığı
- 100 gr dolmalık fıstık
- 4 cup süt
- 1/2 cup hazır krema
- 1 cup şeker
- 2 tatlı kaşığı vanilya
- 1 çay kaşığı tarçın ya da bir adet tarçın çubuğu
- Önce pandispanya 6 parçaya bölüyorsunuz ve 200 derecede güzelce ustu çıtır oluncaya kadar ısıtıyorsunuz. Bu arada bir fırın kabını tereyağ ile yağlıyorsunuz.
- Herbir pandispanya parcasını ikiye bölüp fırın kbının tabanını bu parçalarla kaplıyorsunuz.
- Bu tabanın üstüne kuru üzüm dolmalık fıstık ve Antep fıstığını eşit şekilde serpiştiriyorsunuz. Öncesinde fıstıkları bir tavada hafifi kavurmak onları daha lezzetli yapacaktır.
- Süt, krema, şeker, vanilya ve tarçını kaynatıyorsunuz. Tarçın çubuk ise dşarıya alıyorsunuz
- Bu sosu pandispanyanın üstüne dök ve 180 derece fırında 30 dk kadar, üsütü kahverengileşinceye kadar pişir.