Urla Sanatçılar Sokağı |
Bazı tatillere sadece çantanızı, biletinizi ve voucher'ınızı alır çıkarsınız, çok da plan yapmazsınız. İşte ben genelde böyle değilim. Kafamdan da olsa gidilecek yer planları yaparım, ufak tefek de olsa yeni yerler denemeye görmeye çalışırım. Ama bu sene çıktığım Urla / Çeşme tatilinde kafamda hiçbir plan yoktu. Urla'da teyzem ve teyze kızım Asu görülecek, onlarda kalınacak, sonra oradan Çeşmeye geçilip bir kaç gün de Çeşme de konuşlanılıp ve orada da yine oralarda yaşayan veya yolu düşen arkadaşlarla görüşülecek. Biz iki yazdır Çeşme'de Ceshme Plus ( http://www.ceshmeplushotel.com/tr/ ) otele gidiyoruz. Havadar, denize sıfır ve Ilıca da bir otel. Benim hoşuma gidiyor açıkçası. Anlayacağınız Çeşme için beklenen üç aşağı beş yukarısı belli. Ama Urla için öyle değil. Urla otobanda Çeşme'ye giderken tabelasını görmekten öteye gidemediğim bir yerdi benim için. Belki bir kere bir kaç saatliğine bir siteye uğramışlığım var ama bilgim çok sınırlıydı.
Urla evleri |
Urla için en büyük amacım teyzemlerle hasret gidermek, biraz arayı kapatmak, İdil'in onları daha iyi tanımasını sağlamaktı. Hakikaten öyle de oldu ama bunu ötesinde hanımlar bize Urla'yı gezdirmekten de geri durmadılar. Bazı yerler kalbinizi çalar ya, işte Urla da bende iz bıraktı. Neden? Halen çarşısı, pazarı, esnafı ile tipik bir Ege ilçesi olarak kalmayı becerirken diğer yandan da yerli halkın samimiyeti, medeniyeti hoşuma gitti. Sanatçılar sokağı diye bir yer var mesela. Ahşap boyamadan, seramik atölyesine kadar ortaya çıkardıkları çalışmaları satan hem de workshoplar açan yerler bunlar. Alaçatı'daki turistik, onu bunu satan dükkanlardan değiller, karışmasın! Bunlar sanatçıların ufak birer atolyesi ve sergi salonu niteliğinde. Çalıştıranlar çoğunlukla hanımlar, emekli akedemisyenler falan. İlçede iki tane sanat okulu. Ve benim sadece gözüme çarpan iki adet kadın dayanışma merkezi. Bu belirlememi ne zaman sohbet arasında dile getirsem hafif bir dalga konusu olmuyor değilim, feminist damarım tutmuş galiba vb... Arkadaşlar, nerede kadına önem sergileniyor o toplum da gelişmişlik var demektir bana göre. Bu nedenle böyle bir ayrıntı gördüğüm takdirde söylemeden durmama imkan yok :) Urla'da İskele diye adlandırılan mahallenin yakınlarında denize girdik. Halk plajları var. Son derece mütevazi, ister tostunu ye, ister balığını, istersen simitini götür. Çeşmedeki "beach" muhabbeti yok burada. Ne lüks, ne müzik, ne de uçuşan pareolar, topuklu deniz ayakkabıları... Burası tam yazlık sitelerin sahili misali. Deniz ise Çeşme kadar güzel değil belki ama Ilıca gibi sıcaklığı makul, berrak ve çok derin değil. İdil Aya Yorgideki Babylon da denize girerken Urla'daki denizi kesinlikle tercih ettiğini söyledi bana mesela. Ama buzlu blush ikramı aramayacaksınız tabii. Diğer yandan, İskele'nin kıyısındaki kafede yapılan kahve ikramını da hiçbir yerde bulamazsanız. Bak söyliyim...
Tam dönüş yolunda, seneler sonra tekrar birbirimizi adete yeniden keşfettiğimiz lise arkadaşlarımla Urla'nın başka bir yönünü yakaladık. O da lokanta ve balık boyutu. Çeşme de Alaçatı Port'daki balık lokantaları pek şık, pek güzel, balıklar iyi ama haliyle bir o kadar da pahalı. Biz Port lokantasına ( http://www.portrestaurant.com.tr/ ) gittik. Sinarit harika mesela.
Sahil Lokantasından mezeler! |
Ahh bu bebek kalamarlar! |