Elai |
Peri bacasından Jandarma! |
Herkesin çalışıp bizim gezdiğimiz bir Cuma gününde - ki o gün bizim Kapadokya gezimizin ikinci günü olmaktaydı- Taş Konaklar otelimizin enfes el açma börekli kahvaltısından sonra Göreme Açık hava müzesine gittik. Hava onsekiz derece civarlarındaydı... Hava durumunun sembollerine baktığınız yağmurlu bir güneş işareti görürüsünüz ya, pek ne demek istediği anlaşılımayan, işte tam öyle bir havaydı. Bir anda güzelim bir güneş açarken diğer taraftan aniden gelen usul usul yağan adeta muson yağmurunu andıran yağmurun altında gezdik Göreme'yi. Müzenin dükkanından alınan yağmurluklar, kulağa takılan audio guide sistemiyle ailecek tam techizat ziyaretimize devam ettik... Hrisitiyanlığa ilişkin o kadar çok şey öğrendim ki bu gezide en sonunda işin en azından tarihi kısmını okumaya karar verdim.( Listeye alınan ve muhtemelen okunamayacak bir başka kitap daha) Hristiyanlığın tüm önemli olayları resimleyerek anlatma usulu gerçekten etkili. Yüzyıllar öncesinden kalma kaya kliseleri gezerken hepimiz kulağımızdan gelen hoş sesten öğrendiklerimizden pek menunduk.. Ama biz hakkaten formal tipleriz, ben buna kanaat getirdim... Sıraya saygı duymayanlar, başkalarının gözünün içine baktıkları fresklerin üstlerine flaş patlatanlar ailecek sinir katsayımızın artmasına sebebiyet vermedi değil. Ne yapacaksın? Biz buyuz galiba. Muzenin dukkanından dayanamayıp ona, buna galiba herkese bir sürü hediyeler aldım... Oyle guzel bir dükkandı ki valla kendimi tutamadım. Yolun üstünde belki en güzel peri bacalarının olduğu Zelve'ye uğradıktan sonra ver elini Avanos.... Çanak çömlek diyarı bu Kızılırmak ilçesi gördüklerimiz arasında en yaşayan şehirlerdendi. Çarşı içerisinde bizzat Avanoslu arkadaşımızın bizi götürdüğü lokanta Tafanos, galiba oranın en lokalı ama bu arada en ağırı... yaklasık bir saat sonra yiyebildiğimiz testi kebaplarımız lezzetli olsa bile... Daha sonrasında çömlekçilerde yapılan gezinti sırasında klasik olarak başarısız bir çömlek yapma deneyimin oldu:) Giyidiğim şalvarın beni şişman gösterdiği yolundaki yakınmalarıma ise çömlekçinin verdiği cevap pek manalıydı "Abla bu şişmanı daha şişman zayıfı daha zayıf göstetirir " .. Valla böyle laflar beni hiiiç sarsmaz, kafayı göbeğine , kalçasına takmış kadınlardan değilim. Hem de halen makul bedenler giymeyi becerebiliyorsam ( bazı dükkanların ki hariç tabii !!) Evet var biraz göbeğim falan.. Bu kadar yemeye içmeye gene bence iyi dayanıyor zavallı göbeğim :)
Eger Kapodokyaya giderseniz uğramadan dönülmemesi gereken bir lokanta var bence Elai!! İstanbulda hatrı sayılır bir çok lokantayla yarışabilir bence ..
Elai'nin salataları |
Çömlek macerası |
Zelve |